Çölde gittiğiniz izlerden geri dönmek neredeyse imkansızdır, çünkü çöl bıraktığınız izleri silecektir. Çölde uzun mesafelerde ilerleyen birçok insan arkalarında silinmeyecek el yapımı işaretler bırakırlar, bir işaretiniz yoksa dünyanın en büyük  çölünde kaybolmanız işten bile değildir.

10.000 hektarlık araziye yayılmış olan Atlantis Center Pivot Sulama Sistemleri bir  nirengi noktası olarak işine başlamıştır. Uzayıp giden çöl yollarında artık insanların dinlenirken birbirine tarif edebilecekleri ve kilometre taşı olarak görebileceği noktalar oluşmuştur.

Şimdi sıra asıl göreve gelir. Atlantis Center Pivot Sulama Sistemleri çölü yeşerterek çöle hayat verir. Çölde tuzlu kum üzerinde bitki yetiştirmek de zor bir iştir  ve işe  250 metrelere varan sondajların açılmasıyla başlanır, bu suyu tohumlarla buluşturmak bizim görevimizdir. Çöl şartlarında bitkilere genellikle 24 saat durmadan su vermek gerekebilir.  Artık kum suyla buluşan toprakların izini silmekte zorlanır.

Atlantis Center Pivot Sulama Sistemlerinin sulama uygulamasıyla yere düşen ilk su damlası ve tohumla birlikte eko sistem oluşmaya başlar. Önce küçük kurtçuklar gelir, sonra küçük kuşlar ve kelebekler. Sonra büyük göçmen kuş toplulukları 50 şerli gruplar halinde aşağı iner beslenir ve yollarına devam ederler. Arazide hiçbir şey yokken var olan derin sessizlik yerini kuş seslerine bırakır.